Macar ve Osmanlı kültürünün harmanlanmış halini
bulacağınız Orta Avrupa'nın en güzel şehrini dolu dolu gezmeye hazır mısınız?
Bu şehir size sadece tarih vermiyor aynı zamanda muhteşem gün batımlarına ev
sahipliği yapan köprüleri ve gece aydınlatmasıyla adeta bir görsel şölen
sunuyor. Her şeyi ile Budapeşte gezisi için haydi başlayalım J
Budapeşte’ye Gidiş:
Budapeşte’ye hemen hemen her havayolunun uçuşları mevcut.
Önceden
bilet alırsanız veya kampanyaları takip ederseniz eğer baya uyguna
gidebileceğiniz bir Avrupa ülkesi. Üstelik uçuş yalnızca 1,5 saat sürüyor.
Dolayısıyla hem yakın olsun, hem hafta sonu gidip gelmeye değsin, hem de
Avrupa’da olsun diyorsanız tam da yerine geldiniz :)
Biz
bu defa 23 Nisan tatilini fırsat bilip THY’nin Cuma akşamı 18:15’de olan uçuşu
ile gidip, Pazartesi sabah 08:50 uçuşu ile de döndük.
Havaalanından
Otele Gidiş:
Budapeşte
de pek çok Avrupa ülkesi gibi toplu taşıması iyi olan ülkelerden biri.
Dolayısıyla havalananından gideceğiniz yere ulaşmak hiç de zor değil. Taksiye çok
daha fazla para ödemenize gerek yok. Ama ben yine sizin için tüm opsiyonları
aşağıda yazdım.
Eğer
taksi ile şehir merkezine gidecekseniz ortalama 20-25 euro civarı tutuyor.
MINIBUD denilen araçları kullanmak isterseniz eğer tek yön 16 euro ancak bu
araçlar için şunu belirtmeliyim ki öyle belli bir saati yok kalkmak için. Ne
zaman dolarsa o zaman kalkıyor ve maalesef biraz fazla duruyor o yüzden bu
paraya çok tavsiye ettiğimiz bir ulaşım şekli değil. Gel gelelim biz nasıl
yaptık! Efenim biz otobüs kullanmayı tercih ettik. Havalananından hemen
çıkıştan kalkan iki adet otobüs var: 100E ve 200E. 100E ile metroya kadar
gidebilir, metro durağında inip oradan gideceğiniz yere metroyla devam
edebilirsiniz. 200E ise şehir merkezine kadar gidiyor. Burada kalacağınız yere
yakın durakta inip sonrasında istediğiniz şekilde devam edebilirsiniz. Biz
Astoria durağında inip, kalacağımız yere 15-20 dk kadar yürüdük. Biletler tek
yön 900 HUF.
Biz oradayken 1 TL yaklaşık olarak 66 HUF idi. Çoğu
yer euro kabul ediyor ama gözlemlerimize göre HUF ile alışveriş yapmak çok daha
hesaplı oluyor kur farkından.
Konaklama:
Biz hemen hemen her seyahatimiz de olduğu gibi bu defa da
Airbnb’den ev kiralamayı tercih ettik. Ev kiralamanın otelde kalmaktan çok daha
uygun olduğunu düşünüyorum. Bununla ilgili bir yazı ayrıca yazacağım. Kaldığımız
evin linkini aşağıya bırakıyorum çünkü çok memnun kaldık. Self check in ile
giriş çıkış yaptık ki bu gerçekten büyük bir lüks. Geldiğimiz saatte ev
sahibiyle buluşmak için hiçbir efor harcamadık kendimiz hallettik. Ev tüm
aşağıda bahsedeceğim yerlere yürüme mesafesindeydi bu nedenle toplu taşıma hiç
kullanmadık. Ev sahibi bir harikaydı. Her mesajıma anında dönüş yaptı. Evde
ihtiyacımız olabilecek her şey fazla fazla vardı. Temizlik çok iyiydi. Biz 3
gece için toplam 400 tl ödedik.
Gezelim Görelim:
Budapeşte’de
gezip görülmesi gereken yerleri Buda ve Peşte olarak iki güne böldük ve
elimizden geldiğince hepsini görmeye çalıştık.
Şimdi
sizi ilk gün ile baş başa bırakıyorum!
Chain
Bridge
Buda
ve Peşteyi birbirine bağlayan görkemli köprü. Bu köprü dünya üzeninde yapılan
ilk taş köprü imiş. İlk olarak 1800’lü yıllarda yapılmaya başlanmış ancak, 2.
Dünya Savaşı sırasında büyükçe bir kısmı yıkılmış. Daha sonra 1900’lerin
ortasında tekrar inşa edilmiş.
Bir
turist olarak gidip bu köprüyü görmemeniz, burada fotoğraf çektirmeniz zaten
imkansız. Ancak, benim tavsiyem bu köprüyü hem gündüz hem de gece görün.
Köprünün Peşte tarafından baktığınızda gördüğünü Buda Kalesi manzarası
inanılmaz güzel. Gece köprünün ve kalenin ışıklandırmaları ile ise her şey daha
da büyüleyici oluyor.
Zincirli Köprü
Buda Kalesi Manzarası
Peşte tarafına doğru görüntü
Buda
Kalesi
Hemen
köprüyü geçince kafanızı kaldırdığınızda göreceğiniz görkemli kale. Kalenin
meşakkatli kısmı yukarı çıkmak aslında. Bunun için hemen girişinde yer alan
füniküler kullanabilirsiniz. Fiyatları; tek yön 1100 forint, gidiş dönüş 1700
forint şeklinde. Füniküler kullanmanın dezavantajı, maalesef çok uzun bir
kuyruk bekleyecek olmanız. Bunun dışında zaten siz köprüyü geçer geçmez pek çok
tur rehberi etrafınızı sarıyor. Bu hizmetle, golf arabaları gibi araçlarla
yukarı çıkarılıyorsunuz. İstediğiniz durakta inip tekrar istediğiniz duraktan
binip gezmeye devam edebiliyorsunuz. Ayrıca, sizlere tur için verecekleri
kulaklıklar da Türkçe dili de mevcut. E malum Türkler her yerde! J Bunun da fiyatı 7 euro. Yalnızca euro olarak
fiyat söyledikleri için direk o şekilde yazıyorum. Ama yaptığımız hesaba göre
füniküler ile hemen hemen aynı fiyata denk geliyordu.
Biz ne yaptık! Biz tabi ki yürüdük J Hatta kendimize kestirme bir yol bulduk ve patika
yolları takip ederek Kale’nin muhteşem manzarasına ulaşabildik.
Buda Kalesi, Budapeşte'deki Macar krallarının tarihi
kalesi ve saray kompleksi imiş İlk olarak Kale, 1265 yılında tamamlanmış, ancak
günümüzde alanda yer alan devasa Barok Saray, 1749-1769 yılları arasında inşa
edilmiş yani son halinin tamamlanması 1700'lü yılları buluyor. Buda Osmanlı’dan
sonra ki zamana denk geliyor. Osmanlı 1500’lerde 150 yıl burada kalmış.
Macar Ulusal Galerisi
1802’de Kont Ferenc Széchényi’nin ülkeye milli bir müze
kurulması kaydıyla bağışladığı koleksiyon ile müze hayata geçmiş. Yapının
görsel güzelliği; heykeller, resimler ve mozaiklerle zenginleştirilmiştir. Son
150 yılda birçok heykelin dikildiği müze bahçesi ise hâlen Müze Festivali’nin
merkezidir.Burası 3 katlı bir müze. En bilinen sergilerinden bazıları şunlardır:
Modern ve Çağdaş Tarih, Macaristan Topraklarında Yaşayanların M.Ö. 400.000'den
M.S. 804'e Tarihi, Taç Giyme Töreni Kıyafetleri, Roma Taş İşlemeciliği. Müzenin
en çok ilgi gören parçalarından biri ise Mozart’ın Klavseni’dir. Klavsen, baba
Mozart tarafından oğlu Wolfgang Amadeus Mozart’a dâhi müzisyenin boş
zamanlarında kullanması için hediye edilen enstrümandır. Pazartesi kapalı.
Giriş 1800 forint
Budapeşte Tarih Müzesi
Kale’nin kapsamında bulunuyor. Macaristan tarihi hakkında
sergiler bulabilirsiniz. Pazartesi kapalı. Giriş
2000 forint.
Fisherman’s Bastion
Kalede en iyi manzarayı bulabileceğiniz yer. Mutlaka
gidin ve fotoğraf çekin. Büyük bir meydan gibi burası biraz kalabalık oluyor.
Etrafından çeşitli kafe ve marketler de bulunuyor. Yorulduysanız ve mola vermek
isterseniz güzel bir yer J
Biz
mi? Biz yorulmadık, yola devam!
Matthias Church
Gotik bir kilise. 1000’li yılların başında yapılmış. Osmanlı zamanın da yaklaşık 150 yıl cami olarak kullanılmış. Ancak mimarisine bakarsınız nasıl cami olarak kullandığınız ile ilgili milyonlarca soru kafanızı kurcalayacak. Giriş: 1500 forint.
Hospital
in the Rock
Benim
kişisel olarak en keyif aldığım, en ilgimi çeken yer burası. Burası aslında
nükleer bir sığınak. Yer altında, toplamda 10 km uzunluğunda tünellerden
oluşuyor. 2. Dünya Savaşında gizli sığınak olarak kullanılmış ve yine aynı
dönemde gizli hastaneye çevrilmiş.
Tur
yaklaşık olarak 1 saat sürüyor ve evet tur rehberi ile beraber gezmek
zorundasınız. Çünkü, kaybolmamak elde değil ve de tabi zamanında bitirmek için.
Giriş: 4000 forint.
Macaristan
Parlamento Binası
Bu
bina dünyanın üçüncü, Avrupa’nın ise en büyük parlamento binası. Giriş
tarafında güzel banklar ve parklar mevcut. Hava güzelse biraz oturup dinlenin
için tam zamanı :)
Shoes
on the Danube
Parlamento
binasının nehirine akan tarafından Zincirli Köprü’ye doğru yürüdüğünüzde
göreceğiniz ayakkabı heykelleri. 1944-45 yıllarında nehir kenarında öldürülen
Yahudilerin anısına yapılmış.
Shoes on the Danube
St.
Stephen’s Basilica
Burası
Budapeşte’nin en büyük kilisesi. Buranın bir diğer anlamı da Aziz Stefan’ın
mumyalanmış sağ eli burada bulunması. Bazilika’nın uzunluğu parlamento binası
ile aynı olarak inşa edilmiş. Bunun sebebi de din ve devlet işlerinin
birbirinden daha üstün olmadığını, eşit olduğunu göstermekmiş. Bazilika da yine
hem gece hem gündüz görmenizi tavsiye edeceğim yerler arasında. Gece
ışıklandırılınca yine insanı alıp başka yerlere götürüyor. Giriş ücretsiz.
Bazilika’nın
etrafında pek çok hediyelik eşya satan dükkanlar, restoranlar kafeler mevcut.
Her hangi bir öğün içim burası tercih edilebilir zira her saat çok canlı.
Dohany
Sokağı Sinagogu
Burası
Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük sinagogu imş. Giriş 4000
forint. Cumartesi günleri kapalı. Biz bunu bilmeden Cumartesi günü gittiğimiz
için malesef içerisini göremedik. Ama dışarıdan dahi olsa çok görkemli idi.
Gellert
Hamamı
Szechenyi
ile birlikte şehirdeki en popüler hamamlardan bir diğeri Buda tarafında bulunan
Gellert Hamamı. Burada bulunan termal suların tarihi 15. yüzyıla dayanıyor
ancak bugün Gellert Hamamı ve Oteli olarak bilinen yapı aslında 1918’de
açılmış. Buranın ilgi çeken noktalarından biri Szechenyi hamamından farklı
olarak “Art Nouveau” tarzıyla dekore edilmiş kapalı alanı.
Buda
tarafındaki aktivitelerimizi yerine getirdiğimize göre Peşte’ye uzanabiliriz. Çünkü,
sıraaaa ikinci gün de J
Varosliget
Şehir Parkı
Buda
Kalesi gibi birçok gezilecek noktayı bir arada bulabileceğiniz bir başka yer
ise Varosliget, yani şehir parkı. Budapeşte’nin ana caddelerinden biri olan
Andrassy caddesinden yürüyerek buraya çıkabilirsiniz. Biz tabi ki buraya
yürüyerek gittik. Yürümek için baya uzun bir yol ama bir o kadar da keyifli bir
yol J İki tarafı ağaçlarla çevrili, mis gibi çiçek kokan bir yolda yürümekten
daha keyifli ne olabilir ki.
Ulaştığınız
da göreceğiniz manzara öyle güzel ki. Büyük bir park. Evet sadece ağaçların
olduğu bir park ama malesef ülkece şehir içinde böyle yerlere hasretiz. L O
yüzden burada doyasıya çimlere yatın, ağaçların altında uzanın, çıplak ayakla
dolaşın.
Burada
gezebileceğiniz pek çok yer mevcut Kahramanlar Meydanı, Tarım Müzesi, Szechneyi
Termal Havuz, Güzel Sanatlar Müzesi, Modern Sanat Müzesi
Hösök
Tere (Kahramanlar Meydanı)
Varosliget
Parkı’nın hemen ana girişinde yer alıyor.Kahramanlar Meydanı en bilinen
parklarından biri. 1896 yılında Macaristan’ın var oluşunun 1000. yılını
kutlamak için yaptırılmış. Meydanın ortasında yapılan anıtta Macar tarihinde
önemli yerler edinmiş insanların heykeli bulunuyor.
Museum of Fine Art
Meydanı
karşınıza aldığınıza solda göreceğiniz güzel e görkemli yer Güzel Sanatlar
Müzesi. 2018 yılının ortasına kadar tadilatta olduğu için kapalıymış, ne
şanslıyız ki biz gittiğimiz de yeni açılmıştı. İçeride pek çok heykel ve sergi bulunmakta.
Kunsthalle-Mücsarnok
Meydanı
karşına aldığınızda sağdaki Modern&Çağdaş Sanat Müzesi. Müzenin içinde hem
Macar hem de diğer ülkelerden sanatçılara ait eserler var. Giriş ücreti 4000
Forint. Pazartesi günleri kapalı.
Kahramanlar
Meydanı’nın hemen bitiminde gölet üzerinde gezeinmek için kanolar, bisikletler
ve kayıklar bulunuyor. Biz de yarım
saatlik bir sandal turuna çıktık bu bahane ile.
Macaristan
Tarım Müzesi
İşte
burası benim en ama en etkilendiğim yer. İçinden değil dışından bahsediyorum
tabi ki. Kendinizi adeta Harry Poter’daki Hogwart’a gelmiş gibi
hissediyorsunuz. Şato da Kahramanlar Meydanı’ndaki anıtla birlikte 1896 yılında
Macaristan’ın 1000. yıl kutlamaları anısına inşa edilmiş. Kayık tur yaparak bol
bol fotoğraf çekip, yakından görme fırsatınız oluyor.
Szechenyi
Termal Hamamı
Budapeşte
bir sürü Termal hamam ve kaplıca mevcut.Tarihi Roma dönemine kadar dayanan
kaplıcalar, hamamlar Osmanlı’nın gelişiyle daha da gelişmiş ve Budapeşte için
bir gelenek haline gelmiş. Burası en popüler olanı. Hem içeride hem de dışarıda
pekçok havuz mevcut. Özellikle açık havada hava soğukken sıcakcık suya girmek
bir hayli keyifli olmalı. Ama biz gittiğimiz de hava öyle sıcaktı ki ancak 1,5
saat kadar elimizde soğuk biralarla dayanabildik. Hem içerisi hem dışarısı
sıcak çok zor. Kar yağdığında burada olmak çok keyifli olsa gerek.
Girişte
nasıl bir ödeme yapıp hangi paketi alacağınızı siz seçiyorsunuz. Fiyat listesi
aşağıda;
Fiyat listesi
Biz bir kabin kiraladık 2 kişi. Kiraladığınız kabinleri 5
kişiye kadar kullanabilirsiniz. Bileğinize taktıkları bilekliklerle içeri giriş
yapıp size gösterilen kabine gidip hamam için hazırlanabilirsiniz artık J
Bileklikleri okutarak kabin numaranızı
görebilirsiniz
Bir hayli kalabalık olduğunu öncelikle söylemek isterim.
Kapalı pek çok havuz var, hatta su jimlastiği yapılan hamamlar bile mevcut.
Ancak biz dışarıdakini tercih ettik. Buz gibi biralarımızı alıp kendimizi sıcak
suların şefkatli kollarına bıraktık.
Yeme
İçme:
Karavan
St. Food
Ne
yemek isterseniz bulabileceğiniz, pek çok karavanın ortasında masaların olduğu
açık hava ve çok güzel ışıklandırılmış bir yer. Daha çok Macar yemeklerinin
ağırlıklı olduğu karavanlarda hamburger, pizza gibi pek çok seçenekte
bulabilirsiniz. Biz ilk gece burada Langos ve Langos ile yapılmış hamburger
yedik. Langos aslında bildiğimiz pişi. Sadece biraz büyük olanı. Üzerine beyaz
sanırım sarımsaklı ve sour creamli bir sos sürülüyor ve üzerine de ne
isterseniz. 3 seçenek var: chili biber, peynir ve yeşillik. Biz chili
biberlisini denedik ve BA-YIL-DIK! Langostan yapılan hamburger de tam anlamıyla
efsaneydi. Anlatılmaz tadılır demek istiyorum. Bunları yiyebileceğiniz karavan
hemen girişte ilk soldaki karavan.
Son
gün ise öğle vakti buraya tekrardan uğrayıp Gulaş çorbası içtik. Biz biftekli
olanı denek ve ben buna da bayıldım. Ekmek içerisinde servis edilen çorba adeta
yahni tadında.
Mazel
Tov
Ağırlıklı
olarak İsrail yemeklerinin olduğu bu restoran hem dizaynı hem lezzetleri hem de
kokteylleri ile keşke bu yemek hiç bitmese hissiyatı bırakıyor insanda.
Kokteyller demişken ben Jewish Punch denedim ve o kadar lezzetliydi ki. Yine
olsa yine onu içerim. Menüsü oldukça geniş ancak humusu mutlak denemeniz lazım.
Yanında sıcakcık pofuduk pidelerde getiriliyor. Et yemekleri de bir harika.
Farklı farklı söyleyip olabildiğince çok şey tadın bence J
Burası
aslında rezervasyon istiyor o yüzden gitmeden önce rezervasyon yapsanız iyi
olur. Biz biraz sıra bekledik ama şanslıydık ki kısa sürede güzel bir masa
kapabildik.
Kokteyl & Falafel
New
York Cafe
Turist
olarak gelip burayı görmeden dönmek olmaz. Bakın dikkat edin tatmadan
demiyorum, görmeden diyorum. Burası 1800’lerden kalma ve mimarisi olağanüstü
bir yer. Beyaz eldivenli garsonların size hizmet ettiği çok şık bir mekan.
Ancak her daim çok alabalık oluyor. Uzun süre sırada beklemeniz gerekiyor ve
fiyatlarda bir hayli yüksek. Bu sebeple bir şey yemeseniz bile gidip kafenin
içerisini görün derim.
Szimply (Adres: Karoly Krt. 22)
Burada
yalnızca kahvaltı servisi yapılıyor. Hem kendisini hem de yer bulması bir hayli
zor. O yüzden sabah açılmadan biraz önce giderseniz yer bulmanız garanti olur.
Burası aslında çok geleneksel kahvaltı yapabileceğiniz bir yer değil ve menüsü
de öyle çok zengin bir yer değil. Az seçenekleri var ama hepside çok lezzetli.
Bir de sıcak içecek bulunmuyor ama karşıda bir kahveci. İsterseniz kahveniz
alıp burada kahvaltınıza ile beraber içmenize izin veriyorlar. Kahvecinin adı
Kontak Cafe.
Stika
(Adres: Dolou 46)
Yine
bir kahvaltı yeri önerim var. Aslında burada günün her saati istediğiniz
öğünleri bulabilirsinz ancak biz kahvaltı için tercih ettik ve çok kda memnun
kaldık. Egg benedit ve pancakeleri çok lezzetli ve fiyatları da oldukça
uygundu.
Muhteşem çay servisi
Harika Pan-cake‘ler
Omletsiz asla…
Espresso
Embacy (Adres: Arany Janos u. 15)
Burası
öğleden sonra keyifli bir mola vermek için çok güzel bi adres. Özellikle Buda
tarafından Bazilika’ya doğru yürüyorsanız tam yeri tam zamanı. Fiyatları çok
uygun bir yer burası, çok güzel atıştırmalıkları var. Dışarıda 3 adet masası
bulunuyor ama içerisi oldukça geniş.
Biz
sıkı kahvaltı yapıp akşama kadar kendimizi hunharca gezmeye adayan bir ikili
olduğumuz için 2,5 gün için yiyip içtiklerimiz bunlar J
Gece Hayatı
Gece Hayatı
İtiraf
edin Budapeşte denilince tabi ki hepimizin aklına ilk olarak gece hayatı
geliyor. Hepimiz gündüz efendi olan bu şehrin gece çılgın bir yere dönüştüğünü
duyduk, okuduk ve biliyoruz. O yüzden buraya...
Budapeşte’de
sıklıkla karşılaşacağınız Ruin Bar’lardan bahsedeceğim size. Çünkü bu güzel
şehrin gece hayatının bu kadar popüler olmasının sebebi Ruin Bar konsepti.
Öncelikle Ruin ne anlama geliyor oradan başlayalım. Ruin sözlük anlamı ile
harabe/yıkıntı demek. Macaristan komünizmden çıktıktan sonra, yıllarca ülkede
bastırılmış duyguların sanatsal olarak dışa vurumu da diyebiliriz. İnsanlar
ellerindeki kısıtlı olanakları değerlendirerek bu yeni konsepti doğurmuşlar.
Genel olarak terk edilmiş binalara yerleşerek, birbiri ile bağlantısız herhangi
bir konseptten bağımsız eşyalarla dekore edilerek oluşturuluyor bu barlar. Diş
hekimi koltuğundan, telefon ahizesine, küvetten oyuncak dinozora kadar
genişletebilirsiniz hayal gücünüzü burayı canlandırmak için.
Szimpla
Kert Ruin Bar! Szimpla bunlarda en ünlü olanı. Buraya giriş ücretsiz ancak
girişte genelde uzun bir kuyruk oluyor ve kimlik kontrolü yapılıyor. Sonrası
harika J Burası iki katlı ve sayısını bilmediğim kadar odadan oluşan bir
harebe. Hemen hemen her odada farklı müzik çalıyor ve her odanın kendi içinde
barı mevcut. İstediğiniz her çeşit kokteyl ve alkolü bulmak mümkün. Hatta girişte
hemen soldaki odada nargilede mevcut. Avlu ise daha çılgın. Yukarıda bir adet
DJ var tüm mekana hitap eden. Rengarenk ışıklar, balıkçı fileleri, içine
oturabileceğiniz arabalar ve saymakla bitmeyen çılgın fikirler. Mutlaka gidin!
Bunun
gibi pek çok seçenek mevcut. Mesela Instant. Oda iç dekorasyon olarak baya
meşhur ve çılgın bir yer. Vaktiniz ne kadarsa her akşam bir yere ayırmanızı
tavsiye ederim. Sadece iç dekoru görmek için bile gidilebilir.
1. Termal
Hamam! Mutlaka bir termal hamamı ziyaret edin. Çünkü çok farklı bir konsept ve
sanıyorum başka bir yerde de görebileceğiniz bir şey değil. Karlar altın
ziyaret etmek eminim çok daha keyiflidir ama baharda da fena sayılmazdı.
Özellikle partilerin yapıldığı zamanları araştırıp bir havuz partisine
katılmaya çalışın.
2. Ruin
Bars! Yukarıda anlattığım gibi çok değişik ve keyfili bir tecrübe. Eğlence
garanti! Mutlaka ama mutlaka olabildiğince çok görmeye çalışın.
3. Lokal
tatlar! Hiç pişman olmayacaksınız! Mutlaka Gulaş çorbası ve Langos deneyin.
4.
Parklar! Budapeşte’de genç nüfus çok. Herkes birasını şarabını kaptığı
gibi çimlerin üzerine seriliyor. Bizde hemen her akşam, sudan ucuz biramızı
alıp kendimizi çimlerin üzerine bıraktık. Deneyin çok keyfi alacaksınız J
5. Gezin,
Görün! Budapeşte yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi tarihi zengin bir ülke,
birkaç günlüğüne de gitmiş olsanız mutlaka 1 tam gününüzü Buda Kalesi ve
çevresine, 1 gününüzü de Varosliget Şehir Parkı’na ayırın.
Herkese seyahat
dolu günler,
Zeynep...